İş yerinde Cerenimoyla çok zor bir kaç haftanın ardından, çooook zor bir hafta daha geçirdik ve cuma akşam 18.30'da "kafa basmıyor, artık yeter" diyerek evlerimize dağıldık. Ceren akşama ne pişirdi bilmiyorum; ben köfte ve peynirli erişte pilavıyla, salata bile yapmadan geçiştirdim. Allahtan eşim köfteye de erişteye de bayılır.
Cuma akşamları Yalan Dünya ve Beyazıt Öztürk'ün şov programı beni kendime getiriyor diyebilirim. Çayımı demledim, battaniyemi örmeye devam ettim. Renkler mutluluk veriyor değil mi?"Neden parça pulçuk, düzensiz görünüyor" derseniz, bende böyle efendim, hangi renk hangi rengin yanında nasıl duracak diye merak ettiğim için orasına burasına ekleme yaparak örüyorum. Renkleri aklıma geldiği gibi değil, bir düzen içinde diziyorum. Bittiğinde benim gibi simetriye takıntılılar nasıl bir düzen olduğunu anlayacaklardır. 10 rengin kendisiyle ve birbiriyle kombinasyonundan oluşan basit bir sistem. Göbekte 2 renk var. Dış taraftaki renklerin sırası içte de aynı sıra ile devam ediyor. Bu durumda çapraz köşegenlerden biri boydan boya tek renk göbek motifinden oluşacak. Aslında bu kadar laf etmeye de değmeyecek, dediğim gibi, "takıntılı" veya "meraklı" kontenjanındakiler dışında kimsenin ilgisini çekmeyecek bir durum:)
Bu arada severek takip ettiğim iki blogda dikiş etkinlikleri var, benim elimde ise başka dikişler... Bakalım bir yerde buluşabilecek miyiz kendileriyle. Şimdi link vermeye üşendim ama ilgilenenler zaten biliyorlar.
Yeniden ve arayı soğutmadan görüşmek üzere.