31 Ekim 2012 Çarşamba

BU DEĞİL, BU DA DEĞİL, BU HİÇ DEĞİL, BENİ ANLAMIYORSUNUZ...

Bu akşam eve gelip ortalığı ışık hızıyla toparlayıp kendimi dikişe adayacaktım. Yemek pişirmem gerekmiyordu, çünkü eşim yemeğe gelemeyecekti, dolapta da bana ziyadesiyle yetecek yemek vardı. O zaman rahaaat rahat dikiş dikebilirdim.
Amma velakin, ne evi derleyip toparladım ne de dikiş diktim. Üzerimde bir atalet, bir yorgunluk, bir bıkkınlık... Kumaşlarımı karıştırdım, motiflerimi elime alıp alıp bıraktım, örgülerime bir baktım, yarım kalmış kitaplarımı gözden geçirdim olmadı. Yüksek yapmış mimarların projelerini beğenmeyen Ağaoğlu gibi hiç birine gönül veremedim. 
Şimdiye kadar hiç bir bölümünü kendi irademle ve başından sonuna izlemediğim "Muhteşem Yüzyıl" dizisini izlemeye başladım. İşte az önce de, bu yazıyı yazarken, galiba bu gecenin en can alıcı sahnesini kaçırdım: Hürrem Firuzeyi astırdı mı, o kendi kendini mi astı? Kızı sadece debelenirken gördüm. Birine sormam lazım, ben gidip de, aslında hiç izlemediğim bir dizinin kaçırdığım bir sahnesini internetten araştıracak kadar sabırlı değilimdir. Bileniniz varsa söyleyiverin bari:))

10 Ekim 2012 Çarşamba

TAM GAZ İLERLİYORUM

İlk defa olarak eşime bir şey yapıyorum galiba. Örgü kazak veya hırka giymez. Atkı kullanmaz, şapka takmaz. Her sene, pazardan veya yol üstü tezgahlarından bir iki tane şapka ve eldiven alıyorum. Ne olur ne olmaz, Allah korusun, yol kapanır, lastik patlar, ihtiyaç olur diye. Her seferinde de, kışın sonuna doğru kesinlikle hiç giyilmeden ya kaybolmuş ya da kullanılamaz derecede kirlenmiş oluyorlar, arabanın orasında burasında sürünmekten. Bu kadar az ama hor kullanılmış olan bir şeyi de örmenin anlamı yok diye düşünüyorum.
 Motif etkinliği başladığında, ona akşamları koltukta kestirirken kullanması için bir bahtaniye örmek aklıma geldi. Şimdilik ancak bu kadarı birleşti. 
 Hediye gözünün önünde örülüyor ama böyle bir bahtaniyesi olacağından henüz kendisinin haberi yok. 




3 Ekim 2012 Çarşamba

BİR ZAMANLAR DİKİŞ DİKERDİM...

Uzun zamandır dikiş dikmiyordum. Bir sürü sebebim vardı ama taşınma sırasında dikiş makinamı da elden çıkardığım için zaten dikmem imkansızdı. 



Neyse şimdilerde içimde bir kıpırtı oluşmaya başladı. Hatta bir kaç yabancı dikiş bloğunu daha izlemeye aldım. Ayrıca dikiş bloglarına hep yorumlar bıraktığımı ama ona buna dikiş ahkamları keserken kendimin dikişle ilgili hiç bir şey yapmadığımı fark ettim.
Bu kapri pantolonu 3 sene önce dikmiştim. Kalıbı burdadan ama hangi sayı bilemiyorum. Kaprileri uzun pantolonlardan daha çok seviyorum. Kışın bile renkli veya desenli opak çoraplarla veya çizmeyle kapri giydiğim günler, pantolon giydiğim günlerden fazladır. Etek giydiğim günlerse çok çok azaldı. Bunda yeni hastanenin soğukluğu da etken galiba. Allah sizi inandırsın, koca yaz geldi geçti, millet yandı kavruldu, benim değil kemiklerim, henüz derim ısınmadı. Eczanemiz her daim Tundra İklimi. 
Mavi ayakkabılarımı internetten bir siteden almıştım. Sıcaklar tamamen bitip gitmeden bir defa olsun giymek istedim, üzerine mavi bluzumu giydim. Yani giyinmeye ayakkabıdan başladım.   
Başrol oyuncusuna tek başına bir sahne vermek gerekir değil mi ama?

SALONUMUN SON DURUMU :))

Motifleri ortaya döktüm. Bir öyle yerleştirdim, bir böyle yerleştirdim. İçinden bir kısmını aldım etraflarını lacivert iple dolandım. 
Son durum şudur ki, şimdilik nasıl birleştireceğimi ben de bilmiyorum. Ama vakit kazanmak için şimdilik bir kısmının etrafını lacivertle çerçeveliyorum. İlham perim gelince bana ne yapacağımı söyler zaten, hiiiç endişem, acelem yok. Yine de birazdan, bir kareli deftere bir kaç deneme çiziktirebilirim, bir exel tabloyu renklendirebilirim, motifleri başka bir şekilde dizebilirim, hepsini toplayıp kutuya doldurabilirim, aynen gördüğünüz gibi hepsini halının üstünde bırakıp hazır gecenin bir yarısı da gelmişken yatabilirim. An itibariyle uyku sersemiyim, kendime kefil bile olamıyorum. Olsun, ben hayatı zaten hep böyle sürprizli seviyorum. O kadar plansızım ki, kendim bile, kendim için bir sürprizim bu aralar. Günlerin getireceği güzellikleri birlikte görmek niyetiyle..

TÜM MOTİFLERİM GELDİ

Geçen hafta gelen kargolardan biri de sevgili Naile'den idi. Üstünde bir kaç çeşit işi aynı anda yürütmeye çalıştığım için her daim dağınık olan masamı şöyle bir toparlayıp paketleri açtım. Pofuduk pofuduk örgüsüyle mavi motiflerim gelmişti. 
Ayrıca bir bozuk para cüzdanı,bir şal ve bir de duş jeli geldi. Çok şekerler değil mi? Renk uyumu da süper. Muhakkak benim mavi motiflerime uygun olmasına çalışmış. 
Etkinliğin ilk ayı, kendimi çok özel hissettiren arkadaşlarıma çoook teşekkür ediyorum. Hem ellerine sağlık motifleri için, hem de güzel hediyeleri için gönüllerine sağlık diyorum.