Birkaç haftadır sabahları yataktan kalkmakta zorlanıyorum. Gece geç yatıyorum, tamam ama ben hep geç yatan ve az uykuyla yaşayan bir insanım. Sanırım havalardan. Geçen hafta güneşi hiç görmedik desem yeridir.
Evden çıkar çıkmaz karşılaştığım manzaralar böyle işte. Sis ve pus içinde kaybolmuş evler... Kasvetli havalarda boğazıma söz geçiremiyorum galiba. Sonunda Luppo'yu denedim. Mikrodalgada ısıtıp dondurma eşliğinde yedim. Afiyet oldu valla, ne yalan söyliyeyim :)
Bu kare ise hafta sonuna doğru çekildi. Kar olduğunu zannetmiyorum, sanırım kırağıydı. Ama saat 9-10 gibi azıcık kar da yağdı. Bakalım yılbaşına nasıl gireriz.
Yine iplerimi özlediğimi fark ettim. Fakat şimdilik büyük işler yok, oyalanma adına ufak tefekler yapmaya karar verdim. Mesela bir gözlük kılıfı...
Bugün de cumartesi ve sabah mutlulukla uyanmama sebep olan güneş yine bulutların ardına kaçtı. "Acı acıyı, su sancıyı keser" deyip kendimi ütüye verdim. Bir tank suyu bitirinceye kadar dünyanın ütütsünü yaptım. Bir o kadar daha kaldı. Keçe kursuna gitmedim. Yarın da gitmemeye karar verdim. Ne göstereceğim insanlara? Millet bana tur bindirdi, 21656843213574'üncü işlerini yapıyorlar. Bense aynı keçe çiçeklerle oyalanıyorum. Galiba bu keçe işi bana göre değil. Gerçi seviyorum ama makasla keserken tozlu tozlu bir döküntüsü var. Siyah giyince daha çok belli oluyor. Evde öyle döküntü olmasını istesem dikiş dikerim değil mi? İşte örgüyü de bu yüzden seviyorum. Teeeertemiz bir iş! Yine de kendimden ümitliyim. Geçen gece epeyce bir burda dergimi önüme döküp bir kaç model beğendim. Bu bile bir gelişmedir bence. Hepinize selam ve sevgiler gönderiyorum.