Akşam eşim biraz gecikecekti. Yemeğimi yedim, çayımı içtim, internetin dibine indim. Net net gezinmek de sıktı bir yerden sonra, ekranı değiştirmeye karar verdim. Açtım tvyi, biraz zaplayıp sinema kanallarına hızlı hızlı baktım: Çoğu sinema kanalında "çocukların zihinsel ve bedensel gelişimine zarar veren" türden filmler vardı. Ben de bir Fransız filmi denk getirdim, izledim yumuşak, yumuşak. Tabi bu arada üç beş motif daha ekledim. 12 motif kaldı, sevindirik oldum.
Eşim Fransız filmlerini hiç sevmez, hazır o da yokken, deneyim olsun istedim. Çünkü adamcağız ilk 10 dakikadan sonra tahammülünü kaybediyor. Film bittikten sonra düşündüm de, Fransızlarla birbirimize hakikaten Fransızız:) Esprileri, hayata bakışları, duygularını ifade etmeleri çoook farklı. "Dünyaya aynı pencereden bakmamak" şöyle dursun; "aynı pencereden bakıp farklı dünyayı görmek" durumunu hissettim. Yine de en çok görmek istediğim yerler arasında başı Fransa çekiyor.
Az kalmış bitmesine Nurten hanım , ha gayret. Bitince sayfamda yayınlarım. Ellerinize sağlık, sevgilerimle
YanıtlaSilSevgili Nurten bence fıransızlar yine çok çok iyi. Ya şu gerizekalı amerikan filmlerine ne demeli. Bize aşırı daha uzak bir kütür. Açıkçası hint ve fıransız flmleri bana ve kültürümüze dahaa yakın geliyor. En azından gülüp, bağırıp, ağladıklarında bunu beden yaptıklarını anlayabiliyoruz..:))
YanıtlaSilaaa finale yaklaştın sen!
YanıtlaSilAra sıra kendi başına kalmak iyi geliyor, değil mi :)
YanıtlaSilBattaniye az kalmış bitiyor, renkler ne hoş duruyor. Ellerine sağlık.