12 Aralık 2012 Çarşamba

SON DURUMLAR

Aslında daha önce bir kaç defa büyük işlere girişmemeye karar vermiştim. Ama bu başka bir durum: Etkinlik. 
Mazallah ben katılmasam olmazdı, etkinlik yarım kalırdı. Ama hakikaten çok hoş bir çalışma oldu benim için de. Paylaşım güzel şey. 
Epeydir hastanede yoğun günler yaşıyoruz. Zaten sene sonu kamu eczacıları için hep yoğun olur ama bu defa yeni oluşum içindeki Kamu Hastaneler Birliği dolayısıyla extra ağır durumlar yaşıyoruz. Aslında akşamları hobilerime vakit ayırırım dinlenmek için ama bu aralar sadece blog dolaştım. Son bir kaç gündür de elime yeniden iplerimi tığımı alıp oturdum da, bahtaniye anca bu boyuta geldi. Son 2 sıradayım. Her an bitirebilirim veya kalan kısmını bir kaç sene süründürebilirim ki yapmadığım şey değildir. 
Hep gece çekiyorum, renkler tam istediğim gibi çıkmıyor. Bahtaniyemi, flaşlı flaşsız, objektife "333"  veya "peyniiirrr" demesine fırsat vermeden, bir ordan bir burdan çekiyorum. 

Bu arada, bu sabah eczanemizi yine kanalizasyon bastı. Üstelik sadece eczaneyi değil, laboratuvarı, morgu, sterilizasyon odasını ve mutfağı da basmış. Öğle sonuna kadar krizlerdeydik. Şaka değil, kanalizasyon bu. Akşama kadar teneffüs ettiğimiz havayı tarif etmem mümkün değil. Gecenin şu saatinde, genzimde, gündüzden kalma tanıdık bir koku, hala daha duruyor. Ayrıca sanırım ürtiker oldum, omuzlarım, boynum, kollarım, yer yer bacak arkalarım, tek elimin üstü, alnım, yüzümün bir kısmı, sırtım kızarık ve kaşınıyor.


Etrafta dolaşan bir rivayete göre hastanenin yan tarafında inşaatı devam eden yeni doğumevinin temel kazıkları sırasında bizim hastanenin kanalizasyonu delinmiş! Arazideki suyu görebiliyor musunuz? Tabi ben de aynı fikirdeyim: İnsanlar okyanuslara platform kurabiliyorlarsa, biz sulak araziye neden bina konduramayalım?  İyi de, bir senedir yaşadıklarımızı bize kim izah edebilir acaba?
Başka bir rivayet de kanalizasyon suyunu tahliye eden pompalar bozulmuş da ondan su basmış. Bu da çok olası bir durum. Çünkü hastanemizde çok şükür, doktor steteskobundan, şeker ölçüm çubuğundan, tansiyon aletinden daha fazla çalışan bir edevat varsa, o da bu tahliye pompalarıdır. Senede bir kaç kez tutukluk yapması çok olağan. Yahu teknik atölye elemanları yağlamayı mı unuttunuz zavallıyı, yoksa mazot yerine benzin falan mı koydunuz motorcağıza haa?

Ben bu hastaneyi bu sulak araziye yapma fikrini ortaya atanlara, dünyanın en iyi fikriymiş gibi bu araziye bina dikmeye olur emri verenlere, bir hastanede çalışanların neye ihtiyacı var sormadan soruşturmadan, Sağlık Bakanlığının kendi kalite şartlarına bile uymayan bu hastane projesini çizen mimarlara, kötü işçilikleri sebebiyle 1 senedir anamızı ağlatan müteahhitlere ve taşeronlara çok sevimsiz duygular besliyorum. Öyle ki genzimin derinlerindeki kanalizasyon kokusu; "çocukların zihinsel gelişimini etkileyebilecek, olumsuz örnek oluşturabilecek, +13" ifadeler kullanmam konusunda, ilkel benliğime baskı yapıyor ama korteksim burada bir "biiiip" konduruyor. Az önce bahsi geçen insanlar topluluğuna sadece saygılar sunabiliyorum. Çünkü hastanenin inşaatı sürecindeki müteahhitler ve taşeronlar dışında, özne vasfındaki tüm kişiler, benim aynı zamanda bir memur olmam sebebiyle, "arz ederim" dediğim kimseler. Ama içimden öyle trenler geçiyor ki, biniversem birine, Şırnak'a tayinimde makam aracım olurlar. Sahi Afyon'dan Şırnak'a tren var mı acaba? Bu arada bakın bakalım bu gün daha neler olmuş:







Fotoğraflarda zemindeki parlaklıkların tavan aydınlatmalarının sudaki ayna aksi olduğunu söylememe gerek var mı, her şey ortada. Ancaaak, alamadığınız tek ayrıntı kokudur efendim. Bunu veren  bir fotoğraf teknolojisi, şansınızdan, henüz icad edilmedi. 

7 yorum:

  1. Battaniye, kendinden sonra gelen fotograflar nedeniyle biraz arka planda kalmış olsa da önce ellerinize sağlık demeliyim. Büyük işler göz korkutsa da bitince tadından yenmiyor.

    Diğer fotograflar; tipik olarak "neyi tam anlamıyla düzgün yapıyoruz?" sorduran cinsten.
    Üstelik bir şağlık kurumu ve sterillik onun olmazsa olmazıyken.

    Geçmiş olsun başka ne denilir bilemedim!

    YanıtlaSil
  2. Geçmiş olsun durum fena ... :)

    YanıtlaSil
  3. ah ah böyle bir felaketi bizde mart gibi teslim alacağız hayırlısıyla tokiden, bakanlık bizzat kendisi kişisel temizlik alanlarının kapıları dışa açılacak derken tokiye verdiği planda içe açtırıp acaba bunca kapı ve pervaz nasıl sökülür ve tersine çevrilir, sıfır binada nasıl tadilat yapılırı öğrenmemiz için mi böyle davranıyor diye düşünmekteyim trende bana da yer var mı?

    YanıtlaSil
  4. geçmiş olsun canım sağlık la ilgili yerler böyle olursa diğer yerleri düşünmek zor insan sağlığına ne yazıkki bukadar değer veriliyor biryerden alıp biryerden geri iade

    YanıtlaSil
  5. Geçmiş olsun. Umarım her şey yoluna girmiştir. Görüntüler çok kötü. Urtiker olmana üzüldüm. Şimdi nasılsın?
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  6. Ay ben bayildim bu motiflere, ne kadar sahane birsey olmus, ellerine saglik, sabrina da hayran oldugumu bilmeni isterim:))

    YanıtlaSil
  7. bende epeydir yorum yapamıyordum sana bu kota virüs bilmem ne derken hayli zaman oldu..

    battaniye olayında bayağı ilerlemişsin.. ve motiflerin çok eşit görünüyorlar sanırım şanslısın :) benim dördüde başka ölçüde :)))

    YanıtlaSil