Pazartesi sabah alarm çalar, kalkar tuvalet masası üzerindeki telefonumun alarmını kapatır yeniden yatarım. Çünkü 10 dakika ara ile iki alarm kuruyorum, bu aradaki uykuyu hiç bir şeye değişemiyorum.
Hemen hemen her gece geç yatıyorum. Çünkü gece benimdir. Geceyi kendim için yaşıyorum. Bu yüzden de her sabah kalkmakta zorlanıyorum. Gece geç yattığım ve sabah erken kalktığım için sürekli bir az uykuyla yetinme durumum vardır ama bu benim kendi kişisel tercihim olduğundan bir kaç haftada bir, o da ufak mızıldanmalar dışında hiç şikayetçi olmam. İş yerinde fazladan bir fincan çay uyanmam için yeterlidir.
Zaten işe başladığımızın en fazla 30. dakikasında telefon görüşmelerimiz başlar. Aynı anda ikişer telefona cevap vermek durumunda kaldığımız zamanlar o kadar çoktur ki, şu aşağıdaki hatun, bizim için hakikaten olağanüstü değil.
Evrak işleri de aşağıdaki görüntüyü aratmaz. Hele haftada bir kaç gün mesai saatleri içinde yetiştirmeye çalıştığımız işler yüzünden akşama doğru adrenalinimiz tavan yapıyor.
Bu durumda cuma akşamları eve gelince halim aynen aşağıdaki zavallı hayvancığın görüntüsünü andırıyor. Evet oturduğum yerde çalışıyorum; tarla sürmüyorum, inşaatta çalışmıyorum, iş makinası operatörü değilim, kazı yapmıyorum, kürek sallamıyorum ama hakikaten ruhen çok yoruluyorum.
Evde de işler bekliyor. Temizlik, çamaşır, ütü, yemek, bulaşık, misafir ağırlama, misafirliğe gitme, dışardaki büyüklerini ziyaret, evdeki aile büyüğünün sorumluluğu...
Cumartesi sabahı mümkünse erken kalkıp temizliğe girişiyordum önceleri. Ancak bir kaç haftadan beri artık bunu yapmıyorum. Bazan pazar öğleden sonra işe girişip akşama kadar, bazan da ev işi azsa, eşim pazartesi akşamları biraz geç kaldığı için o gelinceye kadar yapıp bitiriyorum.
Oysa ben hafta sonlarında bağımsız olmak istiyorum. Alışveriş yapmak, çarşı pazar dolaşmak, bu arada eve geç kaldım mı endişesi yaşamamak,
hobilerimle uğraşmak, yakın civarlara gezilere katılmak, kitap okumak,
dinlenmek istiyorum. Bu isteklerim, benim tempomla birlikte yürümüyor.
Her ne kadar hafta sonunu kendi üzerimden anlatmış olsam da, çalışan hanımların pek çoğunun aynı dertlerden muzdarip olduğunun farkındayım. Bence kadınlar için fazladan 1 gün daha tatil ilan edilmeli. Bu pazartesi mi olur, cuma mı olur bilemiyorum artık.
Gündemle ilişkili olarak, "sadece kendimize ayıracağımız 1 gün tatili veren parti hangisi olursa oyum onadır, bu da böyle biline" demek istiyorum ama haberleri takip ettikçe oyum daha bir kıymete biniyor, hiç birine vermeyip kendime saklayasım geliyor.)
Hepinize güzel bir hafta diliyorum arkadaşlar. İşleriniz kolay gelsin.
Yazıyı okumaya başlayınca bir an kendimi gördüm. Ben de saati kapatır bir on dakika daha uyurum. Ne tatlıdır o uyku :) İkinci dönemden itibaren pazartesi sabahlarım boş ve bende o günü temizliğe ayırdım. Çocuklar okula gitmiş oluyor. Sakin sakin süpürüp siliyorum. Yorgun argın da okula gidiyorum. Sizin çalışma şartları kadar zor değil okul ve sınıf gürültüsü kafa yorgunluğu yapıyor bende de . Bayanlara bir gün daha tatil fikrini çok beğendim. Sevgiler. :)
YanıtlaSilFikir güzel ama uygulama imkanı yok:)
Silbu sebeple 2016'yı dört gözle bekliyorum inşallah o zaman emekli olacağım. kendime zaman ayırıp hobilerimi yapabilmeyi planlıyorum. :)
YanıtlaSilCanıımmm, Allah hayırlı emeklilikler nasip etsin hepimize de. Benim daha 5-6 yılım var en temizinden :)
Silayyyyyy yaslanmadan emeklı olsak hayat bıze guzel olsa denız kenarında otursak gezsek sımıt yesek ah ah
YanıtlaSilÇalışan hanımların hayatı çok zor. Hele bir de evli ve çocuklari var ise. Allah yardım etsin.
YanıtlaSil