21 Ağustos 2013 Çarşamba

YİYECEĞİMİZ BİR TABAK KÖFTE ARKADAŞ!

Oğlumun bir arkadaşı, yaz tatilinde Afyonkarahisar'daki zincir köftecilerden birinde çalıştı. Geçen akşam köftecideki hijyen durumlarından bahsetmiş. Tabaklar, bardaklar, parlatmak için sanırım, bezle de kurulanıyormuş. Bez yere de düşse, alınıp işe devam ediliyormuş. Sonuçta işletme sahibi, hele hele zincirin sahibi, yanında çalıştırdığı insanlara ne kadar eğitim verse de, başlarını beklemedikçe o bezin yere düştüğünü, sonra da aynı bezle tabak ovuşturulduğunu bilemezler. Çalışanlar, garsonlar ne kadar temizse, yediğimiz yemek de ancak o kadar temiz olabilir. Dışarda yemek yediğinizde hiç mi aklınıza gelmedi hijyen konusu? Buraya kadarı, aslında inanmak istemediğimiz, aklımızdan arada bir geçirsek de gönlümüzden geçirmediğimiz bir durum, öyle değil mi? 

Ama bundan sonrası çok ilginç. Tabağımda bıraktığım köz biberlerin yeniden kullanıma sunulduğunu düşünemezdim doğrusu. Ya da benden önceki müşterinin tabağından benim tabağıma transfer olan bir köz domatesi düşünmek bile istemiyorum. İşte bu meselenin açıklanabilir tarafı yok. Bir kilo et parasına 5-6 köfte yediğimiz işletmede, garnitür sebzenin maliyeti ne olabilir ki? 
  • Artık arada bir yemeğe de mi çıkamayacağız Allah aşkına? Dışarda güvene güvene hiç mi bir şey yiyemeyeceğiz? Markalar, zincirler başarıyı elde edene kadar onlarca sene veriyorlar da, çalışanlarını disipline edemiyorlar.
  • Bu olayı hazmedinceye kadar dışarda yemek yiyemeyeceğim kesin de, bir süre sonra yeniden çıktığımda, artık hiç bir zaman güvenerek yemek yiyemeyeceğim kesin.  
  • Akşama köfte yaptım. Patates kızarttım. Biber kavurup domates, soğan ve sarımsakla sos yapıp birlikte pişirdim. Ev ekmeği de vardı ayıptır söylemesi. İçimize sine sine yedik. Yaşasın evimin mutfağı. 

7 yorum:

  1. Ah ah, ben bunları hep düşünürüm ve o yüzden çok az yere gidebiliyorum ama bu çözüm değil elbette.
    En temel, çocukken evde öğrenilmesi gereken terbiye bile kalmadı. Temizlik, insanca davranışlar, saygı...hak getire.
    Herkes evinde çooook temiz ! Bir hijyen bir titizlik ama eşiğinin dışını b.. götürüyor. Alt kattaki çamaşırların üstüne halı silkelemenin hiç mahzuru yok. Cam silerken pencere önü taşına su döküp alt kattakinin camlarını mahfetmek normal.
    Neyse uzatmayayım, yaramı deştiniz.

    YanıtlaSil
  2. valla kesinlikle son cümlen öyle doğru ki! yaşasın evimin mutfağı!!!

    YanıtlaSil
  3. ıyggggg
    çok fena oldum şimdi :))
    düzgün temiz alnının akıyla çalışan çok az yer var demek ki
    çok fena
    yiyip içiyoruz biz de ölece

    YanıtlaSil
  4. onlar olmazsa aç kalırız imajını verdiğimiz için biz suçluyuz belkide :( dışarı çıkıpda birşey yemeden eve dönen yok.. bir şey alamadık bari birşey yiyelim diyende çok.. evinde kızartma yapmak istemeyip hadi dışarda birşeyler yiyelim diyen çok.. çok müşteri var gideri'de çok işte böyle.. eskiden müşteri azdı nezihdi gözünün içine bakılırdı.. şimdi mekanda çok müşteride herşey birbirine karıştı sanırım :(

    YanıtlaSil
  5. Rahmetli dayım görmüş birkere
    garson bardakları parlatmak için, içine nefesiyle hohhhluyormuş...
    ondan sonra daha dışarda yemek yememişti...

    dışarda yemek yiyeceksek bazı şeyleri kabullenmiş oluyoruz mecburen :(

    YanıtlaSil
  6. yaşasın evimin mutfağı!!! :)

    YanıtlaSil
  7. aman yaaa gitsen bir türlü gitmesen bir türlü. :( aslında tahmin ettiğimiz ama kondurmamaya çalıştığımız şeyler bunlar. geçende tabağımda bıraktıklarıma bakınca aklımdan geçirdim acaba atıyorlarmı bunları diye. onun için genelde tamağımdaki herşeyi didiklerim.

    YanıtlaSil